Reviews
User Score
Rate This
Descriptions:
Zevk dolu dakikalar bizi bekliyordu. Karımı ilk defa yabancı bir erkekle sikişirken izleyecektim. Kalbim deli gibi atıyordu heyecandan… Dayanamadım, karımın yanına gittim tekrar… Onu sikecek olan erkeğe nasıl hazırlandığını görmek istiyordum deli gibi…
Yatak odasına girdiğimde karım yılan gibi çıplak bedenine tek parça daracık bir elbiseyi geçirmekle uğraşıyordu. Daracıktı elbise, incecikti ve de kısacık… İri memeleri ve dolgun kalçaları zorluk çıkarsa da sonunda başardı.
Off… O dipdiri koca kalçaları olduğu gibi meydandaydı. Ya memeleri…? Yemin ederim, incecik tiril tiril elbise kumaşının altından meme uçlarının etrafındaki kabarık noktacıklar bile görünüyordu. Bırakın uçlarının kabarıklığını…
Tam bir 90 60 90 bedeniydi karşımdaki kadın, yürüyen canlı bir vazo, seksi, sikilesi… Ve o kadın benim karımdı…
“Ciddi misin sen? Bunu mu giyeceksin adamın yanında?” diye inleyerek sordum istemsizce… Sesimi duyunca kapıda durup onu izlediğimi fark etti sonunda… Gülümsedi,
“Neden olmasın aşkım? Niyetim belli değil mi zaten? Budur… Vurucu, etkileyici, mesaj verici… Adamla sevişmek istiyorum. Namuslu ev kadını gibi rol kesecek halim yok. Bir an önce dalsın bana… Siksin beni…”
“Sen var ya sen… Gerçekten azgın fahişenin tekisin aşkım… Kıpkırmızı parlak rujun, ojelerin, makyajın… Üstüne giydiğin şey de bunu söylüyor zaten, bağırıyor hatta…”
“Evet, bağırıyor. Çünkü şu anda kasıklarım yanıyor. Sikilmek istiyorum. Hanife nasıl sana siktirmek için deliriyorsa, ben de kocasının sikini yemek için sabırsızlanıyorum. Hadi, fazla konuşma da git siyah yüksek topuklu iskarpinlerimi getir, rugan olanları…”
Çaresiz emrini yerine getirdim, hızla portmantoya gidip istediği ayakkabılarını getirdim. Yatağın kenarına oturup bacak bacak üstüne atmıştı karım… Elbisenin kısacık eteği baldırlarına kadar sıyrılmış, süt gibi bacaklar meydanda, göğsünü ileri atmış, memeler fora karşıyı gösteriyor kabarık uçlarıyla…
“Giydir lütfen…” dedi çıplak ayağını bana doğru sallayarak…
“Çorap giymeyecek misin aşkım?” dedim inleyerek… “Bence ince siyah jartiyer çorapların iyi gider bu elbisenin altına… Ne dersin?” Güldü karım,
“Sen var ya sen… Sen gerçek bir dümbüksün kocacım… Beni daha seksi yapıp adamı delirtmeye mi çalışıyorsun? Karını daha mı güzel siksin? Peki, hadi senin dediğin gibi olsun, ver şu çoraplarımı…”
Çorap çekmecesine depo ettiğim yeni çorap paketlerinden aldım bir tane, titreyen ellerimle ambalajını açıp bacak bacak üstüne atmış bekleyen karımın önünde diz çöktüm.
Önce üstte sallayıp durduğu bacağını aldım elime, kırmızı ojeli ayaklarına öpücükler kondurarak, pürüzsüz bacaklarını okşaya okşaya çorabını giydirdim.
“Diğer ayağını ver şimdi…” dedim zevkten dört köşe olmuş vaziyette…
Üstteki bacağını kucağıma indirip kasıklarıma bastırarak diğerini uzatırken eteği iyice açıldı. Kaymak gibi amcığı meydana çıktı eteğin altından… Klitorisi kabarmıştı üst kısmında, dış dudakları da öyle, pembe ve ıslak iç dudakları görünüyordu.
“Harikasın aşkım… Amcığın nefis görünüyor. Keşke vaktimiz olsaydı da yalayıp yutsaydım kaymak amcığını senin…” diye mırıldandım hayran hayran…
“Hadi kocacım… Sanki ilk defa amcık görmüş gibi bakıyorsun öyle… Çabuk ol, adam gelecek şimdi…” dedi sabırsızlıkla…
Silkinip kendime geldim, çorabın diğer tekini de giydirdim. Giydirene kadar diğer çoraplı ayağıyla kalkmış sikimi şortun üstünden okşadı durdu. Neredeyse boşalacaktım.
İşim bitince ayağa kalktı karım… Önünde diz çökmüş vaziyetteydim, aşağıdan ona bakıyordum. Sanki kölesiymişim gibi hissettim kendimi… Tanrıçasına tapan bir kul, kötücül ve mağrur dişi şeytanın müridi gibiydim.
Çok değil, bir kaç ay önce yeterince sikmediğim için triplere giren namuslu ev kadını karım, şimdi giysi olarak üzerinde sadece bir elbise ve bir çift jartiyer çorapla, yarı çıplak seksi bir fahişe gibi sikicisine hazırlanmıştı. Hem de benim onayımla, bizim yatağımızda, ben izlerken yabancı bir erkekle sevişecekti.
Eğilip jartiyer çorabının içi slikonlu dantel konçlarını düzeltti, çekiştirdi. Elbisenin eteği öyle kısaydı ki, biraz kıpırdansa çorabın danteli görünüyordu baktığımda… Elini uzatıp başıma tutundu, bir ayağını kaldırdı,
“Hadi ayakkabımı da giydir bari…” dedi kikirdeyerek… Benim hayran bakışlarımdan haz duyan, mağrur bir havası vardı teşhirci orospunun…
Bu kez süper mini eteğinin altından sadece çorabın danteli değil, pırıl pırıl parlayan amcığı da görünüyordu diz çöktüğüm yerden… Şortun içinde taş kesilen sikimi düzeltmek zorunda kaldım. Karımın seksiliği karşısında zonklamaya başlamıştı yarak…
Ayakkabısını aldım, ince siyah çorabın altından kırmızı ojeli parmakları görünen güvercin misali minik ayağını tutup giydirdim.
Diğerini de aynı şekilde giydirince gardrop aynasına döndü. Saçını başını elbisesini düzeltip çeki düzen verdi kendine… Tam o sırada zil çaldı zaten… Sikicisi gelmişti karımın… Heyecanla,
“Hadi bakayım, sen yerine… Yatak odasında kal, ortalıklarda dolaşma. Ben de misafirimizi karşılayayım.” dedi fısıldayarak…
“Tamam canım… Konuştuğumuz gibi… Kapıyı kapatmıyorum, aralık bırakıyorum ki ben de göreyim sizi… Neler yaptığını izleyeyim.” Karım gülerek,
“Sapık… Pezevenk…” diye fısıldarken daire kapısına doğru yürümeye başlamıştı bile, sabırsız, heyecanlı…
Yürürken iki yana çalkaladığı çıplak, külotsuz, taş gibi kalçalarının kasları, çuvalın içine konmuş iki kedi yavrusu gibi elbisenin altında oynaşıyordu insanı delirtircesine… Ben de kapıyı bir parmak açık bırakıp arkasında mevzilendim… Bir yandan da baş kaldıran yarağı şortun içine tıkmaya çalışıyordum zorla…
Hanife (17), resim №2
Ben kapıyı henüz çekmiştim ki karım misafirini içeriye aldı. Kapının arkasında duruyor, ikisinin konuşmalarını duyabiliyordum.
“Ay çok teşekkür ederim, çok zahmet oldu Faruk… İnan çok mutlu ettin beni buraya kadar geldin elbisemi getirmek için… Gel buyur, salona geçelim.” diyerek salona davet ediyordu.
“Zahmet ne demek yenge? Lafı mı olur?” Karımı o daracık,mini elbisenin içinde görünce şok geçirmiş olmalıydı Faruk…
“Çok güzel olmuş, eline sağlık…” dedi karım…
“Tam istediğin gibi yapmaya çalıştım. Ama istersen bir giyip bak, olmuş mu?”
“Tamam canım, giyerim, acelesi yok ya… İçecek bir şey ikram edeyim önce, o kadar yoldan gelmişsin…”
Salondan çıktı, mutfakta aceleyle benim viski şişesini, iki kadeh ve buz alıp tekrar dönüyordu ki karşısına çıktım. Önünü kesip eteğin altına daldım, külotsuz amcığını avuçladım. Telaşla fısıldadı,
“Ne yapıyorsun deli, adam görecek şimdi…” Ben de aynı şekilde alçak sesle, fısıltıyla yanıtladım karımı,
“Görsün amına koyayım, görsün karısını siktiğim… Faruk az önce benim gördüğüm şeyi gördüyse mest olmuştur mutlaka… Kalçalarının çalkantısı adamı bitirmiştir kesin…” Elinden viski şişesini kapıp koca bir yudum aldım. Boğazımı yaka yaka geçti kaliteli alkol…
“Güya adam seni sikecekti. Viski içirip sen onu sikeceksin galiba…” diyerek sırıttım. “Ne yapıyorsun, karşısına oturup amcığını mı gösteriyorsun zavallıya…? Kalpten öldüreceksin herifi… Çarşaflı karısından sonra seni böyle sere serpe, külotsuz amcığınla görmek öldürür onu…”
“Hadi hadi, bırak beni geveze pezevenk… İçeri gideyim, adam kıllanacak şimdi…” Kalçasını kıvıra kıvıra, kırıtarak elindeki tepsiyle salona doğru yürüdü.
“Hiç soğuk içecek kalmamış Farukcum… Sana sormadım ama, kocamın viskisi vardı, içersin herhalde sen de…” diyerek şen şakrak, şuh ve seksi hareketlerle içeriye girdi. Kendimi göstermeden holde durup konuşmalarını dinliyordum.
“Şey, pek kullanmam ama…”
“Aa, erkek adamsın ayol… Kendime de koydum, birer kadeh atarız canım… Hadi şerefe…”
“Şerefine diyelim öyleyse, seni mi kıracağım yenge? Sağlığına, güzelliğine…” Bir saniye ara verdi, ardından ilave etti… “Seksiliğine…”
Karımın şuh kahkahası evin bütün odalarında yankılandı o anda… Öyle seksi bir gülüşü vardı ki orospunun, benim diyen erkek başını çevirir bakar, o derece…
“Amann Faruk… İlahi… Seni çapkın seni… O kadar seksi miyim ayol? Ay vallahi viski sana dokunuyor herhalde… Birinci kadeh bitti, beni seksi bulmaya başladın. İkincide neler olacak acaba, merak ediyorum.”
“Seni seksi bulmak için viski içmeye ne gerek var yenge? Dükkana geldiğinde güzelliğinden sarhoş oldum ben zaten…”
Karımın insanı eriten kahkahaları devam ediyor, sürekli gülüyordu. Sanırım Faruk gibi karım da pek alışkın olmadığı viski kadehini fondip yapmış olmalıydı.
“Hadi bakalım, ikinci kadehi de doldurayım ben senin… Merak ettim neler olacağını…” Bir sessizlik oldu, karım içkileri tazeliyordu herhalde… Ardından karımın çığlığını duydum,
“Ayyy… Faruk… Ne yapıyorsun canım? Bırak beni lütfenn…” Bağırtısı kesildi, cümlenin sonu boğuklaştı, bir şapırtı sesi, nefes alış verişleri duyuldu. Sanırım karımı öpmeye başlamıştı azgın herif… Bir iki dakika sonra karım tekrar konuşmaya başladı.
“Faruk, ne yapıyorsun? Bırak beni… Ben evli bir kadınım, kocam var. Şimdi gelse senin kucağında görse beni ne olur?”
“Ben de evliyim yenge… Sorun değil ki, bir kereden bir şey olmaz, bırak kendini bana…”
Karısını siktiğimin puştu… Herif kucağına çekip oturtmuş karımı, mıncıklayıp öpüp duruyor demek… Off… Zonklamaya başlayan sikimi sıkıp rahatlatmaya çalıştım şortun içinde… Dayanamadım, salona doğru biraz daha ilerledim parmaklarımın ucunda… Kapıyı siper alıp baktığımda gördüm bizimkileri…
Faruk ve karımı yan taraftan görebiliyordum. Adam evde yalnız olduklarını sandığı için çok rahattı. Bütün dikkati, konsantrasyonu, kucağında oltaya yakalanmış balık gibi çırpınıp kurtulmaya çalışır rolü yapan karımın üstündeydi. Bir kolunu beline sarmış sımsıkı, diğeri memelerinde, eteğinin altında çalışıp duruyor.
“Ohh kurban olduğum… Bırak biraz öpüp seveyim seni… Delirttin beni namussuzum… Çok güzelsin. Çok seksisin…” diye diye karımın dudaklarına yumuluyordu.
Karım dudaklarını kurtardı ama hala kucağındaydı adamın… Başını sağa sola sallayıp cilvelenirken beni gördü kapıda… Dudaklarında şeytanca bir gülümseme belirdi. Elini Faruk’un göğsüne koyup engellemeye çalışıyordu güya, o kadar zayıf bir karşı çıkmaydı ki… Azıp kudurmuş herifi baştan çıkartmaktan başka bir şeye yaramıyordu.
“Yapma Faruk… Bırak beni… Tamam, bu kadar yeter… Daha ileri gitme lütfen… Bak sikin sertleşmiş, batıp duruyor altımda…”
“Kalkmaz mı gülüm? Seni görünce her erkeğin siki kalkar yengem… Ohh… Külot da giymemişsin altına… Sütyen desen yok… Yılan gibi çırılçıplaksın işte… Bırak numarayı, sen de sikişmek istiyorsun. Bırak, izin ver bana, zevkine varalım, sevişelim. Şu bacakların güzelliğine bak, jartiyer çorap giymişsin bi de… Sikim kalkmasın da ne yapsın yengem?”
Benim onları izlediğimi gören karımın yüzü kızarmış, yanakları al al olmuştu. Belli ki kocasının önünde yabancı bir erkekle sevişme olayı fena halde tahrik etmişti karımı…
“Faruk… Lütfenn… Evliyim ben, kocam var. Aldatamam kocamı… Erkeğimi boynuzlayamam…” diye mırıldandı karım, gözlerini benden ayırmadan…
“Oh, siktir et kocanı şimdi, dünyadan haberi yok salağın…” diye homurdandı orospu çocuğu… Kendisinin daha önce boynuzları taktığından, karısını ve hatta kızını bile siktiğimden habersizdi.
“İkimiz başbaşayız işte… Mmm… Amcığın ıslanmış yengem… Şuna bak, tertemiz, kaymak gibi amcık… Bızırın kemik gibi olmuş, aynı benim yarak gibi… Sen de istiyorsun. Zevk alıyorsun de mi? Parmaklarım sırılsıklam oldu.”
“Islanmaz mı Faruk…? Deminden beri parmaklayıp duruyorsun amımı… Klitorisimi okşanınca su koyverir hep… Ahh… Yavaşş… Nazik nazik okşa, canımı yakma…”
“Off… Dedim sana, sen de sikişmek istiyorsun.”
“Napim Faruk? Her yerimi okşaya okşaya benim de canımı istettirdin…”
Karım kolunu adamın boynuna attı, öpüşmeye başladılar. Dillerini görebiliyordum yandan, dil dudak birbirine karışmıştı ikisinin de… Adamın eli eteğinin altında sürekli çalışıyordu. Zaten kısa olan elbisenin eteği kasıklarına kadar sıyrılmış vaziyetteydi. Karımın kaymak gibi tertemiz amcığında çalışan parmaklar çok tahrik edici görünüyordu.
“Mmm… Faruk… Bırak artık amımla oynamayı, boşaltacaksın beni…” diyerek kendini kurtardı karım ellerinden dudaklarından… Yılan gibi kaydı kucağından, önünde diz çöktü. Bacaklarını aralayıp arasına girdi. Bu kez gözleri adamın gözlerine dikilmiş, pantolonun kemerini açtı, fermuarını indirdi yavaşça, elini içeriye soktu.
“Bakalım neler varmış burda?” diyerek şuh kahkahasını attı yine… “Deminden beri kalçalarıma batıp duruyor bu şey… Rahatlatalım bari, dışarı çıksın, hava alsın.”
“Ohh yengemm…” diye inleyerek arkaya kaykıldı koltukta Faruk, kendini karımın becerikli ellerine bıraktı. Karım dediğini yapmış, adamın sikini tutup dışarıya çıkarmıştı. Parmaklarının arasında okşadı biraz…
“Tadı nasıl bunun Faruk… Biraz tadına bakayım mı? İster misin?”
“Off… İstemez miyim kadın? Hadi öp sikimi, yala…”
Karım başını kucağına indirdi adamın, elindeki sikin başına öpücükler kondurdu, ardından ağzına alıp emmeye başladı. Başını indirip kaldırıyor, ağzının içindeki siki vakumluyordu. Off… Herifin şu anda nasıl zevk aldığını çok iyi biliyordum. Neredeyse her gün yaşıyordum o zevki…
“Nasıl? Beğendin mi saksomu? Güzel yapıyor muyum?” diye sordu karım, sikini ağzından çıkarmış, adama bakıyordu. Ağzı dudakları sırılsıklam…
“Hem de çok güzel… Harika sik yalıyorsun. Bitirdin beni…” diye inledi Faruk…
Karım iki elini adamın beline götürdü, pantolonunu küloduyla beraber aşağıya sıyırırken aşığı da kalçasını kaldırarak yardımcı oldu. Dizlerine kadar inen pantolonu havaya dikilmiş sikini meydana çıkarmıştı. Karım doğrulup adamın üstüne tırmandı, geniş koltuğa dizlerini koydu.
Faruk’un karısını sikerken çektiği videolardan resimlerden gördüğüm standart boy aleti karımın ıslak amından bir kaç santim uzaktaydı sadece…
Benim orospu elini ağzına götürüp diliyle kocaman yaladı, ıslattığı parmaklarını amına götürdü. Yarak kolay girsin diye yapıyordu ama bence hiç gerek yoktu. Benimkinden biraz daha ince ve kısa olan alet pek zorlamayacaktı orospu karımı… Artı, amcığı da sırılsıklamdı, saklandığım yerden bile görebiliyordum zevk suyunun aktığını…
Çok çılgınca, tahrik edici bir sahneydi doğrusu… Ben boynuzu yemek üzereydim, karım da yabancı bir erkeğin sikini amına almak üzereydi. Elimi taş gibi olmuş sikime götürüp okşamaya başladım şortun içinde… Kendime inanamıyordum, az ötemde herifin biri karımı sikiyordu ve ben onlara bakarak sikimi sıvazlıyordum.
“Ahh… Güzell…” diye inledi karım… Yavaşça alçalmış, Faruk’un sikinin başı am dudaklarının arasında kaybolmuştu. Elleri adamın omuzlarında, dudaklarını ısırarak yavaş yavaş aşağıya iniyordu kalçaları…
“Harikasın yenge… Amcığın ateş gibi yanıyo…” diye inledi Faruk da…
İki eliyle önce tek parça daracık elbisenin eteğini biraz daha yukarıya, beline çekti. Ardından üst kısmını da aşağı indirdiğinde karım kucağında neredeyse çırılçıplak vaziyetteydi. Giysi olarak beline toplanmış elbise ve bacaklarındaki jartiyer çoraplar vardı sadece…
Faruk ellerini karımın geniş kalçalarına götürüp avuçladı, kendine çekerken yüzünü de karımın iri memelerine gömdü. Sırayla ikisini de yalıyor, uçlarını emiyor, sikinin üstünde hafif hafif yaylanan karımı zevkten inletiyordu. Adamın saçlarını karıştıran karım başını iyice memelerine bastırırken, gözlerini benden ayırmıyordu hiç…
“Ohhh… Faruk… Neler yapıyorsun bana böyle? Harikasın…” diye diye kısık sesle iniltiler koyveriyor, adamın daha da azmasını, belki vajinasının içindeki penisinin biraz daha kalınlaşıp daha çok zevk vermesini sağlıyordu.
“Sen de harikasın yengem… Ohh… Amcığın sımsıcak, sikimi sarıyor, çok zevk alıyorum. Ya sen? Sikim zevk veriyor mu sana? Koray böyle sikebiliyor mu seni?”
Orospu çocuğuna bakın hele… Karımı evimde siktiği yetmiyormuş gibi bir de beni kendisiyle mukayese ediyordu amcık… Sen o soruyu çarşaflı karına sor bakayım, altımda yarağımı yiyip feryat figan inlerken nasıl zevk aldığını öğren karının…
“Kocam da iyidir canım… Güzel siker o da… Onun siki senden biraz daha uzun hatta, ama ne demişler? Boyuna değil işlevine bak… Hadi sen de sikmeye bak beni, kocamı boş ver… Ohhh… Sik beni aşkım…”
Doğrusu karımın hakkı varmış diye düşündüm. İçten içe bir kıskançlık duygusu sarmaya başlamıştı beni… Bir an içeriye dalıp işi yarıda kesmeyi, Faruk’u yaka paça evden kovmayı bile düşündüm.
Ama fazla sürmedi. İçeride sikişen ikilinin zevk inlemeleri çoğaldıkça, aldıkları zevkin dozajı arttıkça ben de o erotizm dolu havanın etkisine girdim. Kıskançlığın yerini, karımın yabancı bir erkeğin sikini yemekten zevk almasını izlemenin verdiği hoşnutluk duygusu aldı.
Artık dayanamaz hale gelmiştim. Şortu sıyırıp attım, çırılçıplak kaldım ben de… Karım koltukta iyice kaykılan erkeğin kucağında oturup kalkıyor, üzerine eğilip memelerini yalatıp duruyordu. Arada Faruk da alttan kalçalarını kaldırıp indiriyor, aldıkları zevki arttırmaya çalışıyordu.
Salon kapısının kenarından karımın amcığına girip çıkan erkeklik organını çok rahat görebiliyordum. Faruk koltuğa sırt üstü uzanınca karım sırtı dönük olarak üstüne tırmanmış vaziyette oturup kalkıyordu sikinin üstünde… Karımın zevk sularından sırılsıklam ıslanmış, beyaz köpükler sarmıştı herifin sikini…
Dayanamadım artık, adem baba kılığında, çırılçıplak, bir adım attım içeriye… Faruk kendinden geçmişti, benim varlığımı fark etmedi bile… Yavaşça, usul usul yaklaştım. Alet taş gibi olmuş, zonkluyordu. Okkalı bir tükürük bıraktım damarları kabarmış sikimin üstüne, sıvazlayarak her yerini ıslattım.
Karımın inip kalkan kalçaları tam önümdeydi şimdi… Karımın ince zevk feryatları Faruk’un öküz gibi homurdanmalarına karışıyor, grup seks senfonisi birbirine çarpan bedenlerin şaklamalarıyla şenleniyordu.
İki elimi uzattım, karımın hareket halindeki kalçalarını yakalamaya çalıştım. Tam ortada iken elimin baskısını hisseden karım bir anda durdu. O durur durmaz ıslattığım yarak başını karımın düğme gibi göt deliğine dayadım.
“Ohhh… Harikaa…” diye bir çığlık kopardı karım…
Zevkten gözlerini kapatmış olan Faruk ne olduğunu anlayamamıştı. Hareketsiz kalan karım şehvetle inliyordu. Başını adamın göğsüne yaslamış, soluk alıp veriyordu. Gözlerini açtı, karımın arkasında mevzilendiğimi görüverdi.